Elif Kökpınar: Sanatta Kendi Yolunu Çizen Bir Ruh

Elif Kökpınar ile sanatı özgürce yaşamak ve sınırları aşmak üzerine konuştuk.

Elif Kökpınar

Kurumsal hayattan sanata uzanan ilham verici hikâyesi, alışılmış kalıplardan sıyrılma cesareti ve renklerin enerjisine olan inancıyla Kökpınar, sanat dünyasına kendi özgün imzasını atıyor. Alcoholink gibi yaratıcı tekniklerle sınırlarını aşan bu sanat yolculuğu, herkese cesaret ve ilham verecek nitelikte.

Elif Kökpınar: Sanatıyla Özgürleşen Bir Ruh

Ankara doğumlu Elif Kökpınar, 2016 yılında bankacılık ve kurumsal iş hayatını geride bırakıp kendini sanata adayan bir isim. Çevresinin baskılarına rağmen büyük bir sorumluluk alarak hobiden sanata giden bu yolda ilerleyen Kökpınar, klasik tarzlardan sıyrılarak farklı teknikler denemeyi ve kendisini özgün bir şekilde ifade etmeyi başardı. Sanat yolculuğunu ve tutkularını kendisiyle gerçekleştirdiğimiz özel röportajda anlattı.

Sanata yönelmen nasıl başladı? Alcoholink tekniğine ilgin nasıl gelişti?

Sanata ilk adımımı yağlı boya ile attım. Ancak standart çizginin dışında bir şeyler yapmak istedim. Süngerler, bezler, pamuklarla farklı denemeler yaptım. Dünyadaki örnekleri izleyerek kendime yeni bir yol çizmeye başladım. Türkiye’de bu teknikle ilgilenmeye başladığımda renk skalası oldukça kısıtlıydı, ama bu durum beni motive etti.

Bu süreçte seni en çok motive eden şey neydi?

Farklı bir şeyler yapma arzum beni her zaman motive etti. Yapım gereği olmayan bir şeyi üretme arzusu taşıyorum.

Alcoholink dışında hangi hobilere zaman ayırmayı seviyorsun?

İnsanları ve insan doğasını incelemeyi seviyorum. Bu gözlemlerimi de resimlerime yansıtıyorum.

Elif Kökpınar

Sanat yolculuğunda ilham aldığın sanatçılar var mı?

Genelde yurtdışındaki sanatçılardan ilham alıyorum. Aslında çoğu no-name, benim gibi yeni şeyler üretmeye çalışan sanatçılar.

Alcoholink projelerinde kullandığın temel materyaller neler? Favori aracın hangisi?

Saf alkol, sentetik kağıt, pipet, damlalık gibi materyaller kullanıyorum. Favorim ise kesinlikle mürekkep! Mürekkep, vücut ısısına göre farklı tonlar ortaya çıkarıyor. Bu tamamen kişiye özgü ve benzersiz bir sonuç yaratıyor. Mürekkep alkolle tepkimeye girdiğinde de bambaşka tonlar elde ediyorum.

Sanatını icra ederken karşılaştığın en büyük zorluk neydi? Bunu nasıl aştın?

Elif Kökpınar

Ankara’da klasik sanatçıların tarzıma çok önyargılı yaklaşmaları en büyük zorluk oldu. Ancak kendi bildiğim yolda ilerlemek benim için en kolay şeydi. Türkiye’de sanatta alaylı ve mektepli ayrımı çok yapılıyor. Teknik bilgi için eğitim önemli ama yaratıcılığın tek kriteri okul değil. Ben hiçbir zaman kendime “ressam” demedim, “sanatçıyım” diyorum.

Bugüne kadar yaptığın çalışmalar arasında seni en çok gururlandıran hangisi oldu?

“Nazar Savar” adını verdiğim bir seri oluşturdum. Nazar, dünyada herkesin bildiği bir kavram. Bu seride tasarımlarımı kişiye özel enerjiyle yapıyorum. Enerjiye çok inanıyorum ve bu odaklanma sayesinde harika geri dönüşler aldım.

Koleksiyonerlerden gelen en ilginç taleplerden biri neydi?

Elif Kökpınar

Özel bir Ruh Öküzü serisi oluşturmuştum. Koleksiyonerlerimden biri, hayatındaki kişiyi bana betimleyerek onun öküz versiyonunu yapmamı istemişti. Bu oldukça sıra dışı ve eğlenceli bir talepti!

Kendi stilini geliştirmek için hangi yöntemleri deniyorsun?

Sanatsal gelişim sürecimde yağlı boya ile başladım, sonra akriliğe geçtim. Alcoholink ise bana daha özgür bir çalışma alanı sağlıyor. Tamamen doğaçlama ilerliyor. Bir dönem yalnızca parmaklarımı kullanarak resim yapmayı denedim ve fırçadan uzak, farklı teknikler geliştirdim.

Sanata yeni başlayanlara ne gibi tavsiyeler verirsin?

Yeni bir şeyler üretmekten, farklı olmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler! Sanat cesaret ister.

Ben Ulaş Durmaz, bu keyifli sohbeti bizimle paylaştığı için Elif Kökpınar’a teşekkür ederim.

Görüş Bildirin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak!

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter'a basın